Belirsizlik ve Fiyat Üzerine
Bilançolar, özel durum açıklamaları, şirket algısı, haberler vb. bir çok faktör alım satımlarımızda kararlarımızı etkiliyor. Bu tür verilerin hemen hepsi sadece bizim değil tüm katılımcıların kararlarını etkileyerek devasa bir domino etkisi yaratıp fiyatlarda bazı piyasa katılımcıları tarafından absürd olarak nitelendirilebilecek derecede sapmalara yol açabiliyor.
Aslında bilançolar, özel durum açıklamaları, faaliyet raporları kısacası temel analiz bizim fiyatları öngörmekte kullandığımız araçlar. Sayfalarca raporu inceleyerek bundan bir anlam çıkarmaya çalışıyor, çıkardığımız sonuçları da alım satım işlemlerimize yansıtıyoruz. Bir cümle bile farklı kişiler tarafından farklı anlamlara gelebilirken, aynı raporu okuyan farklı kişiler aynı amaçları taşımalarına rağmen ( Karını Maksimize Etmek) farklı anlamlar çıkarıp farklı işlemler yapabiliyor. Bu da piyasaların rastgele ya da akıldışı seyrine neden olabiliyor.
Piyasalar ile ekonomik verilerin paralel gitmesi beklenir. Paralel gitmediği zamanlarda, ya da beklentiler ile piyasaların uyuşmadığı zamanlarda ise ortaya çeşitli söylentiler, bahaneler çıkar. Bu söylenti ve bahaneler analiz edilir, yorumlanmaya çalışılır ve piyasa bunun üzerine bir daha fiyatlanır. Piyasa her şeyi fiyatlar. Bilanço çıktığında fiyatlanır, beklentiler fiyatlanır, savaşa girmeden daha savaş fiyatlanır, teşvik gelmese bile teşvik fiyatlanır. Yani temelde fiyatlanmayan tek şey sadece bizim analizini yapabildiğimiz, piyasa tarafından anlaşılamayan ve doğru olmasını umduğumuz verilerdir.
Tüm bu analizler fiyatı tahmin edebilmek adınadır. Haberleri iyi yorumlamanız ya da bilançoların her satırını doğru anlamanız size para kazandırmaz. Aksi takdirde tüm muhasebeciler, ekonomistler ya da yorumcular milyarder olurdu. Nobel ödüllü 2 bilimadamı çalıştıran Long-Term Capital de batmazdı. Size fayda sağlayacak şey sadece fiyatların lehinize hareket etmesidir. Hepsi bu.
Bunun yanısıra, piyasalar katlanılamayacak uzunluktaki bir dönem için olağandışı hareket edebilir. Bu defa yükselen ya da alçalan fiyatlara uydurulmuş haberler görürüz. Bu da temel bilgi kaynaklarımızın ne kadar kirli olduğunun göstergelerinden biridir. Zaten fiyatlanmış haberler ve ya fiyatlara uydurulmuş aksiyonlar gördükçe fiyat hareketleri daha da anlamsızlaşır.
Sonuç olarak insanların çoğu piyasanın temel amacından sapıp onu anlamaya çalışır. Kaldı ki piyasa, katılımcıların belirsizlikleri üzerine kurulu bir yapı olduğundan bilimsel bir formülü de yoktur. Piyasaları anlamaya çalışmaktan ziyade fiyatları, trendleri anlamaya çalışmak bizi daha sonuç odaklı yapacaktır.