Sizden Gelenler
Gelen soruları herkesin faydalanabilmesi adına burada cevaplandırmaya çalışacağım.
Michael Marcus’un tavsiyeleri kısmında yüzde 5’lik maksimum işlem başına riskten bahsediyoruz bu risk dağıtımını sektörel olarak yapmak mı daha makul olur yoksa sıralama olmadan rastgele mi mesela tekstilde ayrı ayrı firmalarda %100 dağıtmak mı, yoksa sektörler arasında mı dağıtım yapılmalı?
Firmaların temel verilerini etkileyebilecek konular firmaların piyasa değerlerini de etkiler. Doğal olarak portföyde ki hisselerin etkilenebilecekleri ortak konulara bakmakta fayda var. Bunlardan ilki ülke riskidir. Borsa İstanbul’dan yapacağınız hisse alım-satımlarınız ülke riskini taşır. Bu risk ülkedeki her türlü felaket vb de hisselerin piyasa değerlerini de etkiler.
İkinci olarak market riskinden söz edebiliriz. Market riski ülke riskine benzer gibi görünse de pazar riskidir. Ülke riskini de içerebilir. Borsa İstanbul hisselerinden yapılacak alım satımlar Bist market riski taşır. Market riskinin ölçülmesinde Beta kullanılır. Risk iştahınıza göre Betayı kullanarak portföyünüzü yapılandırabilirsiniz.
Riski dağıtmak için diğer bir faktör sektördür. Firmaların sektörleri birbirlerine korelasyonu açısından çok önemlidir. Bir kaç ay önce devlet beyaz eşya sektörünü destekledi ve fiyatlar tavan yaptı. Var sayalım ki endeks düşüyordu ve biz beyaz eşya sektöründen 3 farklı şirketin hissesini açığa sattık. Aslında pozisyonumuz 3 kat büyümüş oldu ve sektör için önemli bir haber olduğundan da her bir pozisyonumuz benzer oranda zarara uğradı. Ancak farklı sektörler olsaydı başımıza böyle bir bela gelmemiş olacaktı.
Son olarak şirketin ana hissedarları riski dağıtmak adına bakılması gereken önemli noktalardan biridir. Hissedara yansıyacak olumsuz bir gelişme hissedarın sahip olduğu tüm şirketleri etkileyebilir. O yüzden riski dağıtırken hissedarlara da dikkat etmekte fayda var.
Ünlü Traderlardan Tavsiyeler de “En önemlisi karlı pozisyonlarda uzun süre oturup zararda pozisyonları kısa kesmektir.Eğer karda oturamaz isen zararları ödeyecek paran olmaz.” deniyor. Ne demek ? Açıklayabilir misin?
Burada bahsedilen eğer kardaysan ve belirli bir zaman stopunu aşmamışsan pozisyonu elinde tutmakta fayda vardır. Çünkü eğer pozisyonun kısa sürede hala kardaysa trendin doğru tarafındasın demektir ve fiyatın daha da lehine gitmemesi için hiç bir sebep yoktur. Karlı pozisyon daha çok kar zararda pozisyon daha çok zarar getirir. Bu bağlamda zararda pozisyonların hemen kapatılıp karlı pozisyonların zaman stopu ve ya takip eden stop ile riskinin yönetilmesi maksimum kazancın kapısını aralar. Böylelikle Ödül/Risk rasyosu da çok yüksek seviyelere çıkartılabilir.
Genel olarak basın yayın tarafını takip etmemenin daha makul olmasından bahsediyorsun, çoğunlukla katılıyorum ancak bu şekilde yükselişe geçme imkanı olan küçük firmaları yakalamak zor olmaz mı?
Dünya ve ülke genel durumuna hakim olmak belli sezilere sahip olmak açısından iyidir ancak hisse senedi piyasasındaki haberleri takip etmiyorum. Piyasanın bu haberleri zaten fiyatlamış olmasını, fiyatlayacak olmasını ya da fiyatlamayacak olmasını kimse bilemez. Diyelim ki gecelerini verip araştırıp bulduğun mükemmel bir şirket var piyasada yatay seyrediyor. Daha bir kaç milyonluk. Paranın tümüyle alım yaptın. Daha sonra biraz daha düştü tekrar alım yaptın. Fiyat ilk fiyatın %80 altına düştü ve borçla harçla yine aldın. Önemli olan senin gördüğün değil piyasanın ne gördüğü. Piyasa senin gördüğün ışığı hiç bir zaman görmeyebilir ve o firma hiç bir zaman beklediğin o büyük patlamayı yapmayabilir. Ya da senin gördüğün müthiş teknolojik şirket ürünleri ne kadar muhteşem olsa da kullanıcıya uygun değildir ve ürünleri elinde patlar. Eğer şirket kullanıcıya uygunsa ve iyi bilanço açıklarsa da bu zaten fiyatlara yansır. Yüksek hacim ve yeni en yüksekler peşi sıra gelir.
Sonuç olarak, ben temel analizde bir risk yönetimi göremediğimden temel analizle işlem yapmayı tercih etmiyorum. Paramın büyük bir kısmını riske edip umut beslemektense, küçük risklerle piyasaya reaksiyonlar vermeyi tercih ediyorum.
Seçim sizin.