ALDATICI RASTLANTISALLIK – NASSİM NİCHOLAS TALEB II

Nassim Nicholas Taleb’in Aldatıcı Rastlantısallık kitabının notlarını paylaşmaya devam ediyorum.

Notların ilk kısmını Aldatıcı Rastlantısallık Nassim Nicholas Taleb I da bulabilirsiniz.

  • Sorun “bu daha önce hiç yaşanmamıştı” gibi ifadelerle yakın tarihe çok fazla odaklanmamız, ama genel tarihi yeterince okumamızdır.
  • Eş seçiminde evrimci argüman işler. Kadınlar, diğer her şey eşit olduğunda, sağlıklı bir gençten çok, sağlıklı ileri yaşta birini tercih ederler, çünkü ikincisi daha iyi genlere sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ağarmış saç daha fazla hayatta kalma yetisine işaret eder. Erkek o aşamaya ulaşmışsa, hayattaki olumsuzluklara karşı daha dirençli olduğu düşünülür. Rönesans İtalya’sında yaşam sigortası yapanlar da aynı sonuca ulaşmış, yirmilerindeki bir adamla ellilerindeki bir adama aynı sigorta ücretini ödetmişlerdi.
  • Bazı psikologların tahminlerine göre ortalama bir kaybın olumsuz etkisi kazancın olumlu etkisinden 2,5 kat fazladır.
  • Ekonomistler ne kadar zeki göründüklerine bakılarak değerlendirilirler, gerçekliğe dair bilgilerinin ne derece bilimsel olduğuna bakılarak değil.
  • Ben nadir olayları, geçmiş zaman serilerinin dar bir yorumundan yola çıkarak hesaplanan risklerin yanlış anlaşılmasıyla ilişkilendiririm.
  • Bütün ekonomi teorileri arasından geçmişi ya da geçmişin bir kesitini açıklayan makul bir teori bulunabilir.
  • Piyasada uzun süre yaptığım işin en iyi tanımı “asimetrik iddialardır”, yani nadir olaylardan, genelde sık sık tekrarlanmayan ama bundan dolayı meydana geldiğinde büyük bir kazanç sağlayan olaylardan yararlanmaya çalışırım. Olabildiğince az sıklıkta para kazanmaya çalışırım. Çünkü nadir olayların yeterince değerlendirilmediğine ve olay ne kadar nadirse o kadar az değerlendirildiğine inanırım.
  • Aşırı uçlardaki veriler nadir görülseler de göz ardı edilemez. Bilim insanlarının çoğu bunu küresel ısınma tartışmalarında çok geç fark edebildiler, tekrarlanma olasılıklarının bulunmadığına inanarak sıcaklık zirvelerini örneklemlerinden çıkarmışlardı.
  • Bilimsel araştırmalar yapan birini düşünün. Her gün daha fazla çalışarak yıllarını bu şekilde geçiriyor. Ama elinde somut hiç bir şey yok. Ta ki bir akşam elde ettiği sonuçla eve dönene kadar. İşinin zaman serilerini gözlemleyen biri kesinlikle bir kazanç görmese de her geçen gün olasılık alanında onu nihai sonuca biraz daha yakınlaştıracaktır.
  • Yaygın istatistiksel yöntem, güven seviyesinin gözlem sayısına doğrusal olmayan oranda sabit artışına dayanır. Yani örneklem boyutunda n kat artış için, bilgimizi n’nin karekökü oranında arttırırız.
  • Geçmiş tarihi tek bir homojen örneklem olarak alırız ve onu gözlemleyerek gelecek hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde artırdığımıza inanırız. Peki ya işler değiştiyse?
  • Ekonomist Robert Lucas, insanlar rasyonel olsalardı bu rasyonelliğin geçmişteki öngörülebilir modelleri çözüp uyum sağlamalarına neden olacağını, dolayısıyla geçmişle ilgili bilginin geleceği öngörmekte tamamen yararsız olacağını savunarak ekonometriye bir darbe indirmiştir.
  • Her test edilebilir ifade test edilmelidir, çünkü zihnimiz muğlak izlenimlere dayanırken bir dolu ampirik hata yapar.
  • Başkan Bush’un hayatının kapsamlı bir istatiksel incelemesini yeni tamamladım. 58 yıldır, 21,000 e yakın gözlem yaptım, bir kez olsun ölmedi. Dolayısıyla yüksek bir istatistiksel önem derecesiyle onun ölümsüz olduğu sonucuna varabilirim.
  • Kendi geçmişimizde yaşadığımız en kötü olayı neden olabilecek en kötü şey gibi görürüz? Eğer geçmiş, sürprizler getirerek daha önceki geçmişe benzemediyse, gelecek neden şimdiki geçmişimize benzesin?
  • İnsanın “benim evim/arabam akranlarımınkinden daha büyük” gibi düşüncelerle gurur duymasında felsefi olmayan bir şey vardır, saatli bir bomba üzerinde otururken kendi kategorisinde ilk sırada olduğunu iddia etmek düpedüz ahmaklıktır.
  • Bir teori neden asla doğru değildir? Çünkü bütün kuğuların beyaz olup olmadığını asla bilemeyiz. Bir teori ancak geçici olarak kabul edilebilir.
  • Bir kişi geçmişte başkalarından daha iyi performans gösterdiyse gelecekte de daha başarılı olabileceğini inkar etmiyorum. Ama bu çok zayıf, karar alımında yararsız olacak kadar zayıf bir olasılık olabilir. Çünkü her şey şu iki faktöre bağlıdır: Mesleğinin rastlantısal içeriği ve işin içindeki maymunların (insanların) sayısı
  • Maymunların önüne daktilo verelim. Eğer işin içinde 5 maymun varsa İlyada’yı yazan Maymundan öyle çok etkilenirim ki şairin bir reenkarnasyonu olmasından şüphelenirim. Ama işin içinde milyar üssü milyar maymun varsa, içlerinden biri şans eseri bilinen bir yapıt üretmediyse şaşırırım. Örneklem büyüklüğü çok önemlidir.
  • Zenginleşirsiniz, zengin bir mahalleye taşınırsınız, sonra yine yoksullaşırsınız. Buna psikolojik çark etkisini de ekleyin; zenginliğinize alışır ve sabit bir tatmin noktasına dönersiniz.
  • Lüks bir yaşam sürmek zaman tüketicidir; son model giysiler almak, Bordeaux şarapları içerek sohbet etmek, pahalı restoranlar hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bunların hepsi insanın zamanından çalar ve konuyu asıl faaliyetten yani nominal varlık birikiminden saptırır. Bu kitaptan alınacak ders, en zenginlerin, zengin olduğu en az düşünülen kişiler arasında bulunacağıdır.Öte yandan, zengin gibi görünen ve davranan kişiler o kadar çok harcama yaparlar ki banka hesaplarına büyük ve dönüşü olmayan bir zarar verirler.
  • Unutmayın ki kimse kendi başarısının rastlantısal olduğunu kabul etmez, yalnızca başarısızlığının rastlantısal olduğunu düşünür.